Bana Değil Kendinize Oy Verin

“Bunu ben istemedim, ben sadece sürecin içerisinde bulundum. Meslektaşlarının dedi ki; Artık sen hamdın –piştin- yandın artık buraya hizmet etme noktasına geldin dediler.” Sözleri ile TÜRSAB Başkan adayı olarak 24 Kasım 2022 günü The Marmara Hotelde İstanbul TÜRSAB üyeleri ile bir araya gelen, Ali Bilir, neden aday olduğunu tüm yeni projeleriyle açıkladı.

Ali Bilir, yoğun ilgi ve katılımla toplantıya gelen üyelere, bütüne yakın konuşma özetiyle şunları söyledi; “TÜRSAB’ın bütün kademelerinde görev yapmış. Seyahat acentacılığın sadece hac umre dışında bütün alanlarında faaliyet gösteren bir arkadaşınız, bir kardeşiniz, bir meslektaşınız olarak aday olan birisiyim.

Buradan başlamak istiyorum. Çünkü ben 20 sene önce acentamızı kurduğum zaman eşimle birlikte, sorunlarla başladım bu sektöre.

Sorunlar başladı. Sürekli bir sorun sürekli bir sorun bitmeyen sorunlar.

Evet çözenler oldu ama, yaşayan bünyede, daima aynen bizim gibidir. Nasıl her zaman kendimizi iyi hissetmeyiz ya da her zaman ruh halimiz, fiziki halimiz iyi olmaz, işletmeler de böyledir.

Nihayetinde çalışan bir sistem var ve sorunlar olacaktır. Bu doğaldır ancak bunlara çözüm yaklaşımlarının işte sorunları çözme noktasında. Yol alabiliyor muyuz? Ona bakmamız gerekiyordu.

Ben 15 sene önce TÜRSAB’la tanıştım. Rahmetli bir büyüğümüzün önerisiyle ve bütün kademelerinde bütün organlarında görev yaptım. Ve nihayetinde bu çaba bu emeği gençlere, özellikle buradan sesleniyorum. genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Gerçekten tüm salon size ihtiyacı var. 15 yıl önce bana bu öneride bulunan büyüklerimiz öneride bulunduğu zamanlarda ben de şu andaki yaşıma göre daha gençtim tabii ki ve gerçekten mücadele ettim. Bu süreç beni bugün TÜRSAB yönetim kurulu üyeliğine ardından Yönetim Kurulu Başkan yardımcılığına 2. Başkanlığına ve. Başkan adaylığına getiren bir süreç oldu.

Bunu ben istemeden ben sadece sürecin içerisinde bulundum ve meslektaşlarının dedi ki artık sen hamdın piştin yangın artık burayı hizmet etme noktasına geldin dediler.

Ve ben. Bu anlamda yola çıktım. Çok kıymetli meslektaşlarım tabii ki sorunlar ve çözümlerini konuşacağız ama gönül isterdi ki bugün biz seyahat acentalığı, mesleğini, Türk turizmi için önemini Türkiye turizminin 2003-2050 yılı vizyonlarını konuşsaydık, keşke bu kadar değerli nezih saygın meslektaşımızın bir arada bulunduğu bir yerde biz bir çalıştay gibi meselelerimizi ve mesleğimizin geleceğini tartışalım.

Fakat biz bugün bile hala sorun konuşuyoruz. Bu sorunların konuşmasındaki sebeplerin başında. Tabii ki bizim zamanımızında söz alıp söz verip göreve gelen yöneticiler var. Yetkililer var, sizin seçtiğiniz Başkan var, yönetim kurulu üyeleri var. Ben de oradaydım. Benim de onda payım var.

Bu soruların bugün hala konuşuyor olmamızda benim de payım var. Bunu inkar etmiyorum ve hiçbir zaman etmeyeceğim. Ben de, çünkü 5 sene önce yönetim kurulu üyesi oldum ve bugün hala yönetim kurulu üyesiyim.

Ancak arkadaşlar bunu kabul ederken şunu da söylemek durumundayım. Ben. Mücadeleyi hep verdim ve gösterdim. Kimse yarın çıkıp söyleyemecek ki. Sen de yönetim kurulu üyesiydin, sen de başkan yardımcısıydın, sen de 2. Başkandın. Bunların çözümü için neredeydin diye söyleyecekler.

Söyledikleri zaman bir söylemeye 10 tane verecek cevabım var. Biliyorsunuz ki bir yerde. Baş neyse. Aşağısı ona göre durumu şekil alır ve ona göre ne yapıp yapamayacağını ona göre belirlenir.

Dolayısıyla arkadaşlar önü kesilmiş bir sistem, kapatılmış bir sistem, bir kişiye kilitlenmiş bir birlik ve bugün yine aynı konuları konuşuyoruz.

Bugün. 24 Kasım. Ne var bugün? Öğretmenler gibi öğretmen kökenli aramızda olan meslektaşımız var mı? Mutlaka var.” Diyerek Öğretmenler Gününü Kutladı.

Sorunları, Masaya Oturarak Çözeriz Değil mi?

Bilir “Yönetim toplanacak karar alacak arkadaşlar bu sorununuzu şöyle çözüyoruz, bu şekilde çözüyoruz, çözüyoruz diye karar alacak ve kiminle çözülecek arkadaşlar bizim sorunumuz.. Başlayalım şimdi.

Rehber sorunumuz varsa kim ile çözeriz arkadaşlar? Sosyal medyadan çözebilir miyiz? Twitter’dan çözebilir miyiz? Gazetelere, televizyonlara demeç vererek çözebilir miyiz, çözebilir miyiz, çözebilir miyiz? Gerçekten çözemeyiz, kiminle çözeriz?

Masaya oturarak çözeriz değil mi? Türkiye rehberler birliği ile rehber meslektaşlarımız da ve ikimizin de en önemli 2 paylaşım rehberimizin ve birliğimize bağlı olduğu bakanlığımızla. Masaya oturup çözebilir miyiz, çözebilir miyiz? Arkadaşlar çözülür değil mi? Ama oturmadı.

Masaya oturması gereken kim kurumun Başkanı? Ben oturduğum zaman olmuyor. Yönetim kurulu üyesi ol oturduğu zaman olmuyor.

Arkadaşlar işimizi yaparken çok iyi biliriz. Patron kiminle görüşüp patronla görüşüp değil mi?

Siz elemanımızın gönderdiğiniz zaman patronun yanına o da elemanıyla görüştür. Anlayabiliyor muyuz? Meseleyi ben anladığınızı düşünüyorum.

Gerçekten eğer kendini ifade edemiyorsam anlatamıyorsam. Mikrofonu Emin Çakmak’a bırakır giderim. Arkadaşlar. Sorun böyle çözülür. Peki hava yollarıyla meseleyi nasıl çözeriz? Taraflarla oturarak değil mi? Masaya oturarak çözeriz. Arkadaşlar bizle ilgili konuları nasıl çözebiliriz? Vize aracılık hizmeti yapan meslektaşlarımızın çıkmayan vizelerin ile ilgili meseleyi nasıl çözebiliriz?

Konsolosluklarında dışişleri bakanlığımızla, konsolosluk genel müdürlüğümüzde daire başkanlığını da çözeriz değiliz ama hangi sorun olursa olsun bakanlığımızı yanımıza alarak çözebiliriz.

Ben 2 hafta önce sayın Bakanımıza ziyarete gittim. 3 saatlik bir görüşme yaptım. Bize verdiği randevu süresi yarım saattir. Bakın bu fotoğrafı size anlatmak istiyorum ve bir gündem hazırladım. 2 sayfalık tek tek yazdım. Bütün sektördeki sizlerin beklentilerini tek tek yazdık ve şunu söyledi, sayın bakanım.

Bizim meslektaşımız bakanı kim olduğunun? Hangi görüşten olduğunun bizim için önemi yoktur biz. Kendi. Birliğimizin bağlı olduğu kurum kurumu temsil eden kişiler kimse odur bizim için esas olan.

Arz ettik ve madde madde gittik. Arkadaşlar dedi ki, sayın bakanım bizim şu şu şu sorunlarımız var. Ve acele ediyorum meseleleri konuşmak için yarım saatliğine girdik. Arkadaşlar 3 saat sonra çıktık artık. Biz şunu söyledik, sayın bakanımızın çok zamanımıza zamanınızı aldık. Artık size bize müsaade edin. Biz gidelim bu aşamaya geldik ve bütün maddeleri tek tek konuştuk. Arkadaşlarla uçak bileti meselesini konuştuk, rehber konusunu konuştuk. Ve. Taşıma. Mal hizmeti veren turizm taşımacılığı yapan arkadaşlarımızın sorununu konuştuk.

Aidat Borcunuzu Ödeyeceksiniz Arkadaşlar Bu Dönemi Kapatacağız.

Turizm taşımacılığı yapan arkadaşlar var mı? Aramızda var arkadaşlar. Bizim turizm taşımacılığı yapan arkadaşlarımız değil ve belki belgeleri var değil mi? Evet, bu belgeleriyle arkadaşlar yurt içinde ve yurt dışında. Tarifesiz yolcu taşıma bak şey yasa bunu açıklamış.

Şimdi siz 8 + 1 araç satın alıyorsunuz. Direkte 2 belki belgelerin ekleyebiliyor musunuz arkadaşlar ekleyebiliyorsunuz?

Ulaştırma Bakanlığı düzenleme Genel Müdürlüğü ile görüştük. Bu mesele çözülecek siz çünkü bu 8 + 1 araçlarınızı ekleyebiliyorsunuz ve araç üzerinde 40 -50 000 liralık bir proje tadilatı yapıyorsunuz ve değişime 2 ekliyorsunuz değil mi? Bu mesela arkadaşlar ortadan kalkacak ve bizim kullanmış olduğumuz kültür turlarında özellikle arkadaşlar ne var? Bizim araç sözleşmemiz var değil mi? Araç sözleşmesi yapıyoruz. Rehber sözleşmesi yapıyoruz. Bir de TÜRSAB’tan plaka satın alıyoruz değil mi? 250 TL 300 TL vesaire plaka veriyorsunuz, alıyorsunuz, plaka alan var mı? TÜRSAB’ın şimdiye kadar. Evet oldukça var. Peki aidat borcunuz varsa alabiliyor musunuz? Alamıyorsunuz. Önce ayda borcunuzu ödeyeceksiniz. Personel kimlik kartı istediğiniz zaman alabiliyor musunuz? Aidat borcu ödeyeceksiniz fırsatlar üye olduğunuza dair yazı alacaksınız. Aidat borcunuzu ödeyeceksiniz arkadaşlar bu dönemi kapatacağız.

Bakın 3 gün sonra 4 gün sonra bu dönemi kapanmış olacak. Bu kardeşiniz 3 seneden beri bunun mücadelesini veriyor. Biz geçen 2 ay önce yönetim kurulunda bir konu konuşuldu.

Bu senenin plaka rengi değildi, Turuncu muydu, zor muydu evet 2023 yılı plaka renginin ne olacağını bilen var mı? Bilen yok. Ben de bilmiyorum. Çünkü halen hangi renk olsun diye tartışılıyor.

Şimdi arkadaşlar bakın çok önemli bir şey söyleyeceğim. Artık plastik plaka dönemini bitireceğiz. Ne yapacağız? Dijital pratiğe geçeceğiz artık plakalar dijital üretilecek ve dijital üretilen plakanın içerisinde rehber sözleşmesi araç sözleşmesi karayolu sistemiyle entegre olan yolcu sistemi aynı plakanın içerisinde olacak ve artık turunuza ne zaman yapacaksınız?

Bilgisayarınızdan cep telefonunuzdan internet olan her yerden plakanızı üreteceksiniz. Turun başlama ve bitiş tarihlerini içeren bir şekilde. Para ödeme derdinden de kurtulmuş olacaksınız. Bu meseleyi bu şekilde çözeceğiz. Yine yaşadığımız sorunlardan birisi ne arkadaşlar. Bursa’da bir araç İstanbul’a geliyor. Istanbul’daki bir araç Bursa’ya gidiyor, Konya’ya gidiyor, Trabzon’a gidiyor, İzmir’e gidiyor. Ne isteniyor sizden şehir içi yol güzergah belgesi değil mi?

 Bu da istemeyecek. Ne yapacağız? Içişleri Bakanlığı mahalli idareler Genel Müdürlüğü. Bütün belediyelere, valiliklere bir genelge yönetmelik gönderecek diyecek ki D-B 2 turizm taşıma aracı olan. Firmalardan araçlardan yol güzergah belgesi istenmeyecek denilecek ve bununla birlikte arkadaşlarımız ne var? Şimdi herkesi p ikisi bir ilgisi yok ama butik iş yapıyorsunuz ya da işiniz gereği 2 tane yada 3 tane araca ihtiyacınız var. 40 koltuklu, 30 koltuklu, 25 koltuklu işte 3 tane bir tanesiniz, 2 tane sıkıntılı belge olmadığı için kendi işinizi yapamıyorsunuz. Özmal aracınızla arkadaşlar kendi işinizle yapabilir duruma geleceksiniz.

Bunları konuştuk arkadaşlar. Bu işleri masaya oturarak çözebileceğiniz, masaya oturmadan kültür ve turizm bakanlığımızın yanımıza almadan kültür ve turizm bakanlığı’nın bir katında Türkiye seyahat acentaları birliğinin ofisi, karargahı olmadan bu mesele çözülemez arkadaşlar.

Ben devlet geleneğinin bilen bir arkadaşınızım devlete de görev yaptım. Kamuda görev yaptım. Devlet diplomasisini, devlet dilini, ilişkilerini çok iyi bilirim. Dolayısıyla bu meseleyi çözeceğiz. Ancak niye şimdiye kadar çözülmedi arkadaşlar? Çünkü 3 seneden beri . Bağlı olduğu bakanlığa. Gidip sizinle ilgili bizimle ilgili bir meseleyi konuşmayan bir Başkanımız olduğu için çözüme arkadaşlar. 3 gün sonra paket hazırlığı önümüze gelecek. 3 gün sonra tekrar oy pusulalarıyla baş başa kalacaksınız. Perdenin arkasında yine kararsızım. Ben şu ana kadar 70 il gezdim. 38.000 km yol kat ettim. 80 günde 4 binden fazla meslektaşımla bu şekilde aynı şeyleri konuştuk ve bir benimle beraber seyahat eden arkadaşlarım vardı ve daha şu ana kadar bir kez bile gelin bana oy verin demedim. Gelin herkes kendisine oy versin dedim.

Ben bu yaklaşım içerisindeyim arkadaşlar ve 3 gün sonra bu sandık tekrar önümüzde gelecek. Artık meselelere çözmeyen devlette hükümette kavga eden kavga edecek. Kimse kimseyi bulamayınca kendisiyle kavga eder. Birisini başkan seçmek istiyorsanız o da önünüze gelecek, kararsız olacak. Dolayısıyla arkadaşlar. Şu andaki bizim fotoğrafımız bu işte.

Bu buradaki çekişmeler buradaki anlaşmazlıklar burada gelin meseleyi çözelim denemelerimiz bizi yol ayrımına getirdi. Çünkü biz 5 sene önce birlikte yola çıktık. Biz 5 sene önce yola çıkarken Tamer çiçek arkadaşımız da var. Tamer Çiçek arkadaşımız geldi mi? Evet, bizim yol arkadaşımızdı biliyorsunuz kendisi. Yaklaşık Ağustos ayında 6 yıl önce aday olmuştu. Duyan var değil mi? Aday olmuştu daha sonra adaylıktan çekildi, niçin çekildi. Hepimiz tekrar duyduk. Çiçek’in  çekildiğini, adaletsizliği, hukuksuzluğu demokratik olmayan bir ortamda ben burada olamam dedi. Ama arkadaşlar yılmayın genç arkadaşlar siz olmayacaksınız, o olmayacak ama orası ve bizim yarın hizmet beklediğimiz bizim yarın çözüm beklediğimiz yerler ne olur birisinin çiftliği olur öyle değil mi? Müsaade mi edeceğiz buna?

Bütün Kavgaların Sonu Hüsrandır. Meseleyi Kavgayla Çözemezsiniz

İlgilendiğiniz standartlarla ilgilendiğiniz işte öğretmenleri ilgilendiğiniz kütüphaneler, ilgilendiğiniz seyahat acentalarından ilgilenen sayın bakanım diye kendisine serzenişte bulunduk. Bir talebiniz var da ilgilenmedim mi? Diye cevap verdi bana. Sonra birkaç daha görüşmeden sonra konuşmadan sonra ben kendisine tekrar dinlediğimden dolayı teşekkür ederim ederim diyerek mikrofonu bana getiren kişiye. Bu olayın açılan bir pazartesi günü oluyor. Ve ertesi gün bizim yönetim kurulu toplantımız var. Bir yönetim kurulu arkadaşımız dedi ki, Ali bey dedi dün akşam Bakanın toplantısında ne demiştiniz. Ben de hani böyle bir böbürlenme yani böyle iltifat alacağım arkadaşlardan falan diye. Sayın başkan bana elindeki video kaydını gösteriyor. Evet diyor, bakın ne diyor? Dün akşam 12 kez teşekkür etmişsin. Arkadaşlarım bu yaklaşımla meseleler çözülür mü? Olur mu? Böyle şeyler etmiş de olabilirim. 12 kez değil 112 kez teşekkür etmiş olabilirim. Seni çok seviyorum demiş olabilirim. Meseleler böyle çözülebilir mi? Mesele arkadaşlar ben. Gerçekten ben meselemiz şu ana kadar kavgayla çözdüm diyen birisi varsa aramda aramızda mikrofonu bırakacağım. Ineceğim kürsüden. Arkadaşlar hiçbir meseleyi kavgayla çözemezsiniz. Evet, ben bankacılık yaptım. Kamuda görev yaptım. 20 seneden beri turizmcilik yapıyorum. Seyahat acentam var ancak. Bütün kavgaların sonu hüsrandır. Evet, kavga ederseniz barışmasını bilmiyorsanız hüsrandır. Dolayısıyla biz zamanı geldiği zaman kavgamızı ederiz. Ancak mesleğimiz için bildiğimiz için meselelerimiz için oturup meselelerimizi çözeriz şimdi.

Yeşil pasaport konusu var.

Yeşil pasaport konusu var. Ben fırsatla yıllar önce ilk böyle seçip muhabbetleri çoğalmaya başlayınca Emin Çakmak ağabeyimizin işte acentarımıza bir yeşil pasaport sözü vardı.

Inşallah bizim dönemimizde bunu da gerçekleştireceğiz arkadaşlar. Çünkü bakın zamanında atılmayan tohumlar zamanı gelmeden yeşermez meyveye dönüşmez. Bunu yapacağız. Ancak mantıklı bir şekilde izleyeceğiz.

Yeşil pasaport kanunu var, o çerçevede isteyeceğiz. Meslektaşlarımız diyor ki, muhasebecilere de verilmek üzere avukatlara zaten verildi işte devlet memuruna verildi, ona veriliyor, buna veriliyordu. Biz de alacağız. Biz de isteyeceğiz. Haklı bir şekilde isteyerek alacağız. Elbette ki mesleğine daha dün başlamış olan ya da 3 senelik olan arkadaşlarımız alamayabilir. 10 sene 15 sene neyse ama bu mesleği yapan meslektaşlarımıza. Yeşil pasaport alacağız çünkü bu bizim hakkımız. Şimdi. Sayın başkan. Her gittiği yerde kim ne sorarsa sorsun. Birkaç tane diline yapışmış olan ifade var. Bir. Bir hanımefendi arkadaşımız bir beyefendi arkadaşımız bir acentası arkadaşımız bir soru soruyor diyor ki, sayın başkan bizim şu meselemiz diye çözülmedi. Dilekçe o yasa çıktı, çözülecek. Öbür arkadaşımız soru soruyor ya işte bizim diyor. Plaka alamıyoruz diyor. Fırsat bize plaka vermiyor diyor. Aidatını ödeme planı alırsın diyor. Başka bir arkadaşımız soru soruyor, bir dakika diyor. Sene önce aidat borcunu da ondan sonra soru sor diyor, eğer ki az böyle bir diyaloga girerse sen dışarı çıkar mısın diyor. Bunlar birbirine yapışmış olan ifadeler. Ve. Yasa çıkacak, yasa çıkacak, yasa çıkacak arkadaşlar. 2 hafta önce Bakana gittiğimi söylemiştim. Bizim bugün sorun olarak gördüğümüz hiçbir konunun yasayla alakası yok. Uçak bileti meselesini yasayla alakası yok. Rehberler konusu meslektaşlarımızla birlikte çözeceğiz. Bizim 12000 tane seyahat acentamız 3000 tanesi. Rehber meslektaşımız. Biz kendi içimizde o sorunu çözeceğiz. Biz otellerle oteller birliğiyle otelci meslektaşlarımızla oturup da meselemizi çözeceğiz biz. Turizm taşımacılığı yapan meslektaşlarımızın sorunlarını meslektaşlarımızla ilgili Bakanlığımızda çözeceğiz. Arkadaşlar biz yasayla hiçbir derdimiz yok. Bizim yeni bir yasa çıkmasına ihtiyaç yok. Şimdi geçen başkan bir televizyon programında şunu söylemiş, ben dedim ki ben bu yasayı 5 seneden beri görmedim. Gören var mı arkadaşlar arasında mı çıkacak olan yasayı? Var mı gören ben görmedim başkan demiş ki, Ali bey görmediyse oranı aynı mı demiş. Doğru kabul ediyorum, benim ayıbım göstermek kimin ayıbı? Arkadaşlar gösterme kimin ayıbı? Sen bir yönetim kurulu üyeler, başkan yardımcılığına yönetim kuruluna bunu göstermiyorsa kimin ayıbı?

Arkadaşlar şunu talep edin, bu sizin hakkınız. Sayın Başkan, biz bu yasayı görmek istiyoruz. Madem Bakanlıkta çıkarmıyor, hele bir görelim. Bu yasayı nasıl bir yasamış görelim arkadaşlar. Bu yasa bizim sizin hepimizin sonunu getirecek bir yasa olduğu için Bakanlık çıkartmadı.

Şimdi 2 gün sonra genel kurulda güzel taraflarını süslü taraflarını hani vardır ya arkadaşlar. Manavda güzel elmaları, narların incirleri, kayısıları üste koyarlar kasanın üstüne sen de dersin ki şuradan bana 2 kilo ver dersin. Bakmazsın ne koyduğunu eve gidersin, Alınan çürük çıkmıştır. Arkadaşlar şimdi 2 gün sonra genel kurulda şu gündeme gelebilir, arkadaşlar Bakanlıkta bakın biz şunu istedik, yapmadılar diyebilir. Hayır, kabul etmeyin, etmeyeceğiz, etmeyin deyin ki biz yasanın tamamını görmek istiyoruz. Yasanın tamamını görmek istiyoruz. Yasa arkadaşlar attığınız her adımda sizden para isteyen bir fırsat yasası.

Sizler iyi biliyorsunuz bütün yönetimlerine 5000 hay maşallah diye şimdi DB 1veya 2 de 2 plaka belgeler var. Abi o belgeleri bugün almak size kaça mal oluyor, kaç para yatırıp kaç para harcamamız gerekiyor arkadaşlar bilginiz var mı.

 7 bin dolardı ki öncekiler yatırıldığında muhtemelen 15 bin  $ olarak yatırdılar. Bugün 350 dolara tekabül ediyor. kağıdın değeri düştü. kağıdın değeri %75 -80 düştü. Bugün satmaya kaslktığın zaman aldığından daha ucuza TL bazında satıyorum. Enflasyonun durumunu hepiniz biliyorsunuz değil mi? TUİK olsun öbürü olsun. Yani ben niye kaybediyorum? Niye hala 7000 TL? Oradaki bakanlığı bunu konuşuruz mesela.

Ardından hala 50- 60 bin TL veriyorsun. Bakanlıkdan alıyorsun belgeyi yani niye bu kadar belge dağıtılıyor? Kardeşim aramızda artık vadesi ben dahil teslim etmek isteyenler var.

Şimdi o kadar çok konu vardı ki, uzatmadım. Aramızda şubesi olan var mı? Merkezin haricinde şubesinin şimdi arkadaşlar, şubemizi merkezimizden bağımsız olarak devam edebileceksiniz.

Yasayla ilgili değil, direk yönetim kurulu kararı alacağız. Belgenin 1000000 olması için genel kurula önerge sunacakmış. Bir defa genel kurulda önerge sunarak belgeyi 1000000 yapamazsınız. O tavsiye niteliğinde olur bu bir. Arkadaşlar biz belgeyi nasıl değerli hale getireceğiz biliyor musunuz?” açıklamalarda bulundu soruları cevaplandırdı.

Son söz yine “Benim için değil, Keninize oy verin” oldu.

yilmazparlar@yahoo.com